İstanbul’da Bir Nefes

Merhaba herkese,

Bugün size aslında herkesin bir miktar bilgi ve zevk sahibi, yani en azından kendi zevkini tanıyacak kadar, olması gereken bir konu hakkında yazmak istiyorum. İstanbul’daki modern müzeler ve sergiler. İstanbul’a ilk geldiğimde aslında böyle sergiler beklediğimden çok daha yaygındı. O zaman halkın ilgisi o kadar da az olmamalıydı. Yavaş yavaş gezmeye başladıkça anladım ki gerçekte de beklediğimden çok daha iyi bir bakış açısı vardı İstanbul’da sanata karşı. Tiyatro salonları açıldıkları an doluyor, bu sergiler asla boş kalmıyor, hatta sürekli etkinlikler düzenliyor.

Eğer İstanbul’un bu potansiyelinden faydalanmak istiyorsanız işte birkaç küçük öneri: Öncelikle hadi Beyoğlu’na gidelim. Bu konuda İstanbul’un sanat ve kültür merkezi sayılabilir Beyoğlu. Şişhane metrodan çıktıktan sonra kendi kendine sıralanıyorlar zaten.

Government feared peace and lennon's unique power good site as a beatle to fight for it

İSTANBUL MODERN: 2019’da 360 bin ziyaretçiyi ağırlayan İstanbul Modern, fotoğraf sergileri olsun heykeller olsun ayna ve perspektif çalışmaları olsun bir çok farklı esere ev sahipliği yapıyor. Sinema alanında: Yönetmenlerle Buluşma, Bizde Varız, Hakkında Her Şey ve Oscar’ın yabancıları gibi özel film gösterimleri yapılıyor. Düzenli olarak değişen sergiler düzenli bir kitle yakalıyor. Sizin Perşembeniz ve Genç Salı gibi ziyaret zamanlarında giderseniz hem ücretsiz gidebilirsiniz hem de özel programlardan birine girebilirsiniz (Gitmeden önce Araştırın). Aynı zamanda ücretsiz kütüphanesinden her zaman faydalanabilirsiniz. İstanbul Modern sitesinden daha ayrıntılı bilgi, üyelikleri ve eğitimleri araştırırsanız eğitmenli ve güzel bir gezi ayarlayabilirsiniz kendinize.

PERA MÜZESİ: Kuruluşundan günümüze gerçekleştirdiği etkinliklerle Türkiye’nin en nitelikli, öncü ve sevilen müzelerinden biri haline gelen Pera Müzesi kentin bu çok canlı bölgesinde kapsamlı ve çağdaş bir müze-kültür merkezi olarak hizmet vermektedir.

Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na ait “Oryantalist Resim”, “Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri” ve “Kütahya Çini ve Seramikleri” koleksiyonlarını ve bu koleksiyonların temsil ettiği değerleri; sergiler, yayıncılık ürünleri, sözlü etkinlikler, film gösterimleri, öğrenme programları ve bilimsel çalışmalar aracılığıyla kamuyla paylaşmakta, gelecek kuşaklara aktarmayı amaçlayan Pera Müzesi, süreli sergileriyle de dünya sanatının önemli isimlerini ağırlıyor.

Aynı zamanda yine alabildiğiniz eğitimler birbirinden farklı ve güzel. Kendinize göre olan eğitime yine Pera Müzesi sitesinden ulaşabilirsiniz. Mesela 18 yaş ve üzerindeki herkesin katılabildiği Pera+ atölyelerinde katılımcılar, farklı konularda uzmanlaşmış eğitmenler eşliğinde Pera Müzesi’nin koleksiyon ve süreli sergilerini geziyor ve müzeyi felsefe, hukuk, müzik, edebiyat, fotoğrafçılık gibi farklı disiplinler ile birlikte deneyimliyor. Katılımcılara maket yapımı, portre fotoğrafçılığı eğitimi, Pinhole kamera, ahşap plak tasarımı, mini vazo tasarımı, bez çanta ve tişört baskı tasarımı, ahşapkari sanatı, koku atölyesi, illüstrasyon ve çizgi roman tasarımı, sanal gerçeklik ve 3 boyutlu baskı, dans, kolektif yazı tekniği, linol baskı, teraryum, el yapımı defter, takı veya etiket tasarımı, geri dönüşümle dokuma gibi birçok farklı yöntemle uygulamalı atölyeler sunuluyor. Sanatın farklı akımlarına gönderme yapan atölyelerde katılımcılar ayrıca restorasyon, sergi kurulum süreci gibi müzeciliğe dair farklı süreçleri de inceleme imkanı buluyor.

MASUMİYET MÜZESİ: Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk’un hem yazdığı bir roman hem de yaptığı bir müzedir. Pamuk 1990’lardan itibaren romanı ve müzeyi baştan beri birlikte düşündü. 1974 ile 2000’lerin başı arasında geçen aşk romanı, biri zengin diğeri orta halli iki aile üzerinden geçmişe dönüşler ve hatıralarla birlikte 1950-2000 arası İstanbul hayatını anlatıyor.Müzede ise romanda anlatılan kahramanların kullandığı, giydiği, işittiği, gördüğü, biriktirdiği, hayal ettiği şeyler dikkatle düzenlenmiş kutu ve vitrinlerde sergileniyor.

Müzeden zevk almak için romanı okumaya gerek yok. Tıpkı romandan zevk almak için müzeyi gezmeye gerek olmadığı gibi. Ama romanı okuyanlar, müzenin çeşit çeşit anlamını daha iyi kavrayacakları gibi, müzeyi gezenler de, romanı okurken fark etmedikleri pek çok şeyi görecekler. Roman 2008 yılında yayımlandı, müze ise 2012 baharında açıldı.

Madame Tussauds: Dünyanın en ünlü Balmumu Heykel Müzesi markası Madame Tussauds 250 yıl önce ilk Londra'da açıldığı günden beri milyonlarca insan tarafından ziyaret edilmiştir ve bugün hala popülerliğini korumaktadır.

Madame Tussauds’nun bu yıllarca süre gelen başarısının altında pek çok sebep bulunmaktadır ama bunlardan en önemlisi insanların kalbinde yatan merak duygusudur, Madame Tussauds markası yıllardır insanları merak ettirmeye devam etmiştir.     

 Madame Tussauds'ya gelenler; geçmişten günümüze bir çok ünlünün arasında eşsiz, duygu yüklü bir yolculuk deneyimliyorlar. Madame Tussauds'yu ziyaret edenler tarihi ve kültürel kahramanlarla ve geçmişten bugüne sanat, spor ve siyaset dünyasının en ünlü isimleri ile yakın temas kurma fırsatını yakalıyor. Madame Tussauds tarihin unutulmaz anlarını ve isimlerini ölümsüzleştirerek tüm ziyaretçilerini geçmişten bugüne bir yolculuğa çıkarıyor.

İLLÜZYON MÜZESİ: Duyularınıza olan sarsılmaz inancınızı sorgulamanıza yol açacak muhteşem illüzyonlar dünyasınada sizi tam anlamıyla şaşkına çevirecek ancak aynı zamanda eğitecek bir dünyayla tanışın. İllüzyon müzesini ziyaret etmek gününüzü çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değildir, özellikle de Şimdiye dek yaşadıklarınızdan çok daha büyük, çok daha iyi ve çok daha büyüleyici bir serüvene hazır mısınız? Bir dizi yeni ve keşfedilmemiş illüzyon ile sayesinde son derece büyüleyici görsel, duyusal ve eğitsel bir deneyim yaşatmak için sizi İstanbul İllüzyonlar Müzesine bekliyoruz.

Beyoğlu’ndaki müzelerin yanısıra İstanbul’daki diğer bazı önemli müzeleri şu şekilde sıralayabiliriz:

RAHMİ KOÇ MÜZESİ: Müze, Türkiye'de Ulaşım, Endüstri ve İletişim tarihine adanmış ilk önemli müzedir. Haliç'in kıyısında, endüstriyel arkeolojinin önde gelen örneklerinden olan muhteşem binalar içinde yer alan koleksiyonu gramofon iğnesinden gerçek boyutlarda gemilere ve uçaklara kadar uzanan binlerce objeyi içermektedir.

PANORAMA 1453 FETİH MÜZESİ: Burası Topkapı, İstanbul kuşatmasının en çetin geçtiği, aşılamaz denilen surların aşıldığı, kutlu askerlerin bekledikleri günün yaşandığı yer... İstanbul’un fethe açılan kapısı... Burada İstanbul’ un fethine yeniden tanık olacak ve kente giriliş anını neredeyse aynen yaşayacaksınız. Macar topçu ustası Urban’ın döktüğü toplara dokunup Kostantinopolis’in surlarına doğru onların patlamalarına şahit olacaksınız. Sultan II. Mehmed’in binlerce askerinin tekbir seslerini ve Mehter Marşı’nı duyup, belki de eşlik edeceksiniz.

OYUNCAK MÜZESİ: 23 Nisan 2005 yılında Sunay Akın’ın ailesinden kalma Göztepe’deki köşkünde kurulmuştur. Yazar, müze kurma fikrinin temellerini daha çocukluk yıllarında atmıştır. Sunay Akın 6 yaşında ailesi ile birlikte İstanbul’a yapmış olduğu bir seyahatte Arkeoloji Müzesini ziyaret eder. Bu geziden o kadar etkilenir ki müzeciliği oyunlarına katar ve en çok sevdiği oyun haline gelir.

İSTANBUL MODERN SANAT MÜZESİ: Müzenin, sürekli yenilenen, değişime açık, çok yönlü, dinamik bir kültür ve sanat merkezi, aktif bir "yaşayan müze" olacağına, çağdaş eğitim ve iletişim olanaklarını kullanarak, kitlelerin sanat eserleriyle buluşmasını, gündelik yaşamlarında sanata bir yer açmasını sağlayacağı hedefleniyor.

DOLMABAHÇE SARAYI: Dolmabahçe Sarayı, hizmete açıldığı 1856 yılından, halifeliğin kaldırıldığı 1924’e kadar aralıklarla 6 padişaha ve son Osmanlı Halifesi Abdülmecid Efendi’ye ev sahipliği yapmıştır. 1927- 1949 yılları arasında Saray, Cumhurbaşkanlığı makamı olarak kullanılmıştır. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1927-1938 yılları arasında İstanbul’daki çalışmalarında Dolmabahçe Sarayı’nı kullanmış ve burada vefat etmiştir.İstanbul gibi sanat ve kültür merkezi olan bir yerde yaşarken finaller, işler, yeni çıkan dizler derken gözümüzün önündekini kaçırmamalıyız bence. En azından iki-üç haftada bir böyle yerleri gezmek, tiyatroya gitmek ruhunuza ve kalbinize iyi gelecektir. İyi geziler dilerim.

Orhun Alp Yaşar